Artık adlarını bile unuttuğumuz politikacılar vardı. Onların dillerinden düşmeyen üç beyaza zam yapmamak için direnirlerdi.

Şeker tadının tadı kaçmaya başladı.(*)

Artık adlarını bile unuttuğumuz politikacılar vardı. Onların dillerinden düşmeyen üç beyaza zam yapmamak için direnirlerdi. .Ülkeyi yönetenler her ürüne dilediği kadar zam yapabiliyordu. Yağ, şeker, un olarak bilinen üç beyaza yapılan küçük zamlar büyük tepkilerle karşılaşırdı. Sofraların vazgeçilmez ürünlerine gelen zamların sonuçları çok ağır olurdu.

Aslında yurttaşlarımız haklı. Fırından ekmek almak yerine yoğrulan hamurlardan pastalar börekler yapılır. Kış aylarında fırınlı sobalarda pişirilir. Komşular bir araya geldiğinde hoş sohbetin yanında yapılan mantılar, erişteler, dolmalar paylaşılır. Bilenler bilir; o yiyeceklerin tadına doyum olmazdı. Gün geldi, onların çocukları ayran yapmayı bilmedikleri için marketlerden ayran satın aldılar.

Tadına doyamadığımız yiyeceklerin içinde yer alan üç beyazın tadı kaçtı. Sağlıksız ürünler soframızda çok yer almaya başladı. Aldığımız nefes, içtiğimiz su kirlenmişti. Şeker tadında sağlıksız ürünler salgın hastalıkların habercisi oldu. Yaşlı genç fark etmiyor, insanların bağışıklık sistemi çöktü. Kanser, şeker hastalığı, gibi onlarca hastalık insanları tutsak aldı.

A 4573

Hastaların iyileştirilmesi için farklı seçenekler tartışıldı.  Uzak doğuda uygulanan tıp, geçmişte koca karı ilaçları denilen ilaçlar yeniden gündeme geldi. Doğada var olan, aslına bakarsan birçok ilacın hammaddesi olan bitkiler yeni bir seçenek olarak yerini aldı. Yüzlerce bitki tohumundan, yapraklarından elde edilen uçucu yağlar, cankurtaran simidi oldu. Bitki çayları çeşitleri marketlerde daha fazla yer alıyor.

Üç beyazdan biri olan şekerin tadına doyum olmuyor. Yeni farkına vardık, şeker tadında ürünler sağlımızın can düşmanıymış. Zamanında fark edilmezse, şeker hastalığı hastaların yakasını ömür boyu bırakmıyor. Doktor denetiminde insülin ilaçları kullanacaklar.

  Hiç beklemediğimiz bir yerden bir ışık geldi. Paraguay ve Brezilya yerlileri şeker yerine Stevia denilen Şeker otu kullanıyormuş. Şeker tadını veren, ancak şekerin verdiği olumsuzlukları yaşatmayan şeker otu ülkemizde yetiştirilmeye başladı.

Çok yıllık bitki olan şeker otu bir kez toprakla buluştuğunda beş yıldan fazla ürün veriyor. Tek olumsuz yanı sıcak iklimde yetişiyor. Kış aylarında soğuk havada yaşamıyor. Detaylı araştırma yaptığımda kış aylarında saksı içinde evlerimizin İçinde diğer çiçeklerle birlikte kardeşçe yaşayabiliyor. Kış ayları geride kaldığında balkonlarda yerini alıyor.

Başarabilirsem evlerimizde yapraklarını şeker yerine kullanacağımız bir bitki yer alacak. Başarılı olmazsam nerede hangi hatayı yaptığımı araştırmaya devam edeceğim.

A 1455

(*)internetten alınmıştır.

Son yıllarda sayısı artan diyabet hastalarına, obezite ve kanser hastalarına, kalp damar sağlığı problemleri olanlara, metabolik sendrom gelişen bireylere şekeri hayatlarından çıkarmalarını, eğer bunu başaramıyorsa şeker yerine alternatif olan tatlandırıcı kullanmalarını öneriyoruz. Aslında şeker hastaları için tasarlanan, ancak kilo vermek isteyen tatlı aşıklarının da vazgeçilmezi haline gelen tatlandırıcıların güvenliği sık tartışılan sağlık konularındandır. 

Gelişen teknoloji ile birlikte günümüzde, gebe ve emziren bayanların, çocukların dahi rahatlıkla tüketebileceği sükraloz ve stevia etken maddeli doğal tatlandırıcılar üretilmektedir. Tüketicilerin aklında zaman zaman soru işaretleri yaratmasına rağmen, sağlık açısından değerlendirildiğinde enerji vermeyen tatlandırıcılarla hazırlanmış yiyecek ve içeceklerin tüketilmesinin herhangi bir sakıncası olmadığı yapılan araştırmalarla da desteklenmektedir. Kullanımları ise bireysel tercihe bağlı olarak değişmektedir.