Dr. Öğr. Üyesi Zeki Gürel, Osmancık manilerini gün yüzüne çıkartıp kültürümüze kazandırdı.
‘Osmancık Manileri’
Bir dönem Osmancık’ta edebiyat öğretmenliği yapan, Koyun Baba Vakfı”nın kurucularından olan Dr. Öğr. Üyesi Zeki Gürel’in 40 yıl önce derlediği ‘Osmancık Manileri’ adlı kitabın ön sözünde şu ifadelere yer verilmekte;
“Kitaptaki maniler derlenme tarihi itibariyle 40 sene öncesini taşıyor, ama teşekkül tarihleri itibariyle daha da eski olabilirler. Bu manilerdeki bazı yer adları şimdi size yabancı gelebilir, bazı kelimeleri anlamıyor olabilirsiniz. Derlediğimiz manilerin tamamını bu kitabı aldık diyemeyiz. Bazı manilerde edebe mugayir ifadeler vardı, bu manileri şimdilik kitabımızı almadık ama bunlar da hayatın gerçekleri olduğu için söz konusu maniler de dahil derlemelerimizi Osmancık Manileri adlı bir kutunun içinde muhafaza ettiğimiz de burada belirtmeliyiz. Belki ilerde Osmancık'ta Osmancık Araştırmaları Merkezi kurulur biz de elimizdeki malzemelerimizi oraya bağışlarız diye ümit ediyoruz.
Kaynak kişilerin adlarını da verdik. Bizim derleme yaptığımız yıllardan bu yana geçen 40 yıl içerisinde daha nice yeni maniler üretilmiştir. Bu kitabın ortaya çıkmasında derlemeleri benimle birlikte yapan talebelerime, onlara da onlara dağarcıklarındaki manileri söylemekten yazmaktan çekinmeyen Osmancıklı hemşerilerime teşekkürü bir borç biliyorum. Osmancık manilerinden bir kısmının Osmancık ve Çorum yöresinde söylenen türkülerin sözleri olduğunu görüyoruz.
Bunlara en güzel örnek; “Yeşilim yeşilim yeşilim aman Ben kaybettim eşimi üşüdüm aman” Nakaratları hariç beş bentten meydana gelen Yeşilim Türküsünün sözleri arasında yer alan şu manilerdir:
Bahçelerde patlıcan
Kucağıma toplacam
Eller yarim dedikçe
Ben hırsımdan catlıcam
Deniz dibi bandırma
Benim yârim candarma
Candarmanın yediği
Şeker ile dondurma.
Bazı Osmancık manilerinin de milli ve mahalli oyunların sözleri olduğunu biliyoruz. Bu tespitimizi örnek olarak “Fidayda” oyununun sözlerini verebiliriz.
“Fidayda” kızlar tarafından düğünlerde oynanan bir oyundur. Bu oyun her ne kadar “Ankara Fidaydası”na farklı sözleri ve farklı oyun figürleri itibarıyla Osmancık /Çorum yöresine aittir. Bu oyunun sözleri arasında yer alan iki mani şöyledir.
Dama bulgur sererler
Çıkma boyun görerler
Saçların tel tel olmuş
Sırma diye örerler
Gidiyom gidemiyorum
Ben yarsız edemiyom
Yari cahil ben cahil
Bırakıp gidemiyom
Maniler arasında ‘Ramazan Manileri’nin özel bir yeri vardır. Bu maniler çoğu zaman Ramazan'da sahurda davulcular tarafından davul eşliğinde besteli bir şekilde söylenirler. Osmancık manileri arasında da Ramazan Manileri bulunmaktadır. Bir de Osmancıklı şairlerden Muharrem Meral hocanın yazıp yayınladığı Ramazan Manileri var.
İşte geldi ramazan
Oruç tut Allah’an
Cennette köşk verirler
Kuvvetli ise iman
Mevlam kullarım desin
İbadeti sevdirsin
Böyle mutlu günlere
Sağ selamet erdirsin.
Osmancık'ta mani yazan demeyelim de mani söyleyen bir şairi de var. 1931 yılında Kuzhayat köyünde dünyaya gelen Zeliha Aslaner halk arasında Guzyatlı adı ile bilinip tanınmaktadır. Aşıkbükü köyü için bir monografi hazırlayıp bunu da kitap olarak yayınlayan Aşıkbikü köyünden Fethi Arslaner, Guzyatlı’dan 24 mani derlemiştir.
Guzyatlı’nın manileri genellikle sosyal içerikli ve sosyal tenkit ağırlıklı konular üzerinde yoğunlaşmaktadır.
İşte o maniler:
Kundurası titirek
Sırtında yeşil ipek
Evlenemez korkma
Sündüş Puruşuk s…lü köpek
Evlerinin yaması
İnce belin kaması
“Türküye meraklıdır
Mecit Bey’in anası
İşlikte dokurlar bezi
Kabağa katmışlar tuzu
“Türkü’ye çok meraklıdır
Ziya’nın büyük kızı
Damda kır atın terki
Semere çeker kürkü
Batsan gitsen a Sündüş
Çalınacak bu türkü
Köyünde ırmak akar
Köylü seyire bakar
Kayadaki çullara
Sağsaklar yuvan yapar
Al bahçeden naneyi
Sal Meliha danayı
Nerde buldun kız Fadik
Çağışlalı Meme’yi
İskilip’in tuzuna
Kar serper buzuna
Türkü yakmak yasak mı
Kör imam’ın kızına
Şu Hamdi’nin katırı
Sayılmıyor hatırı
Emine kız vermiyor
Firdevs kızın hatırı
Bahçelerde kayısı
Kuzyat’da dayısı
Kızlar size varmıyor
Yedi dağın ayısı
Süpürge bağlısına
Nazım’ın avlusuna
Vur Emine balyozu
Nazım’ın dağlusuna
Galtaman’ın uçları
Civciv öter kuşları
Bohçayı boş gönderir
Karahmed’in açları
Mendilin beyazına
Arpanın siyezine
Salla Kamil ...
Sabahın ayazına
Bahçelerde menüğü
Yal yemez enüğü
Türküye pek meraklıdu
Şu Emsal’in Dönül’ü
Yazı yazdım kilime
Kızın adı Halime
Bayram konak yaptırmış
Halime de geline
İlimonun taşadır
Çuk yastığın başadır
Ne kadar lokum yedirsen
Emeklerin boşadır.
Enise’nin saçları
Pırıl pırıl uçları
Düğünü geri koydu
Sakarların açları
Dere boyun deresi
Sorun köylük neresi
Avlağı’da yayılan
Çıkı Mıstık düvesi
Armudun dibi taşlı
Enise’nin gözü yaşlı
Kör olası Çıkı Mıstık
Düğünü koydu başlı
Yanı yandan aşağı
Emine dökmüş kuşağı
Aşıkbükü muhtarı
Eloğlundan aşağı
Dut dibinde karınca
Kaşık batmaz pirince
Ne diyeceksin
Güllü Karakola varınca
Evinin asmasına
Acente basmasına
Güllü meraklıdır
Avrupa basmasına
Cemin temel eşiyor
Köylü buna şaşıyor
İki karı almışta
Kıral gibi yaşıyor
(Arslaner, 2016: 276-281)
Osmancık'ta maniler genellikle köylerde yapılan düğün eğlencelerinde kadınlar arasında karşılıklı söylenir. Kızların ve oğlanların birbirine söyledikleri maniler de vardır.
Kızların oğlanlara söylediği manilerden biri şöyledir.
Anbar altı aralık
Kızlar beş bin liralık
Oğlanları sorarsan
Denizde kokmuş balık
Oğlanların söylediği manilere bir örnek:
Bir su içtim buz gibi
Kızın gönlü var gibi
Kızın gönlü var ise
Beşi birlik nal gibi
Osmancık manileri arasında cinaslı mani diyebileceğimiz örneklere de rastlamaktayız.
Oh olsun oh olsun
Kaş yay kibrik oh (ok) olsun
Dostlar der yazık oldu
Düşman der yazık oldu
Kendin çöz kendin tara
Değmesin el başına
Ben yârime kavuştum
Darısı el başına
Osmancık folklorunde “bilmece”ler de önemli bir yer tutmaktadır. Her ne kadar bu husus ayrı bir çalışma konusu ise de biz burada; Osmancık'ta “mani” şeklinde sorulan bilmece örneklerine de yer vermek isteriz. İşte o bilmecelerden biri:
Annesi yaylam kadın
Babası büklüm hoca
Kızı güzellerden güzel
Oğlu meclislerde gezer
Bu bilmecenin cevabı “Şarap”tır. Ancak bu bilmecede her mısrada aynı zamanda ayrı birer bilmece olarak ta sorulmaktadır: Annesi yaylam kadın (Üzüm deveği), Babası büklüm hoca ( Üzüm deveğinin çubuğu), Kızı güzellerden güzel (Üzüm), dür.
Bu tür bilmeceye bir örnekte şudur:
Dağda çağlayan duydum
Suda Süleyman gördüm
Köpük saçan taş gördüm
Tuzsuz pişen aş gördüm
(Balta, balık, sabun, süt) Ancak bu örnekte bir önceki örnekten farklı olarak aynı varlık üzerinden hareket edilmediği görülmektedir. Bir öncekinde bütün mısralarda anlatılanlar “üzüm”le ilgiliydi. Osmancık manileri ile ilgili olarak Osmancık’ta Koyun Baba Mahallesi’nde oturmakta olan bir hanımefendi ile 1982 yılında yaptığımız mülakatı birlikte okuyalım istiyoruz: İyi günler efendim. İsterseniz hemen başlayalım. Toplumumuzda maniler genellikle nerelerde söylenir? Maniler ya çalışma tarlalarında ya da evlerde söylenir. Çalışma tarlalarında ya sabah işe başlarken ya da usandığımız zaman söylenir. Evlerde ise ya düğünlerde ya da bayram şenliklerinde ya da toplulukta el işleri yapılırken söylenir. Çalışma tarlalarında manileri söylemedeki maksadınız ve söyleyiş tarzınız nedir? Bizim manileri söylemedeki maksadımız zamandan zamana değişiyor.
Örneğin, sabah işe başlarken kişileri daha bir iştahla işe başlatmak, öğleyin yorulmuş insanlara yorgunluğunu unutturup neşelendirmek için söylüyoruz. Söyleyiş tarzımız ise ya iki kişi arasında ya da iki grup arasında atışma şeklinde oluyor. Manileri seçişiniz bulunduğunuz zamana ve yere göre değişiyor mu? Tabi değişiyor. Örneğin öğle yemeği yanaşmışsa:
Maniyi baştan söyle
Kalemi kaştan söyle
Karnının açlığını
Aştan, ekmekten söyle
Ya da sabahsa:
Orak attım tepeye
Gel parlaya parlaya
Nerde güzel varışa
Gelsin bizim tarlaya
Gibi maniler seçilir.
Maniye başlarken hangi manileri söylüyorsunuz?
Armudu taşlayalım
Dibinde kışlayalım
Ela gözlü sevdiğim
Maniye başlayalım
Ve ikinci kişi devam eder:
Duvarda ceket asılı
Cebinde gül basılı
Benden mani istersen
Yüz elli teliz basılı
Karşınızdaki kişi ya da grup sizin maninize uygun bir mani bulamazsa siz ne yapıyorsunuz? Biz hemen onun mani bilmediğini belirtecek bir mani söylüyoruz:
Koyun gibi sürünüz
Mani bilmez biriniz
Bir mani de siz söylen
Çürüdü mü diliniz
Karşı grup da mani bildiğini belirtmek için hemen bir mani söyler. Örneğin:
Kar yağıyor yağıyor
Cami duvarlarına
Ben daha başlamadım
Mani çuvallarına" der.
Eğer karşınızdaki yanlış mani söylerse hangi manileri söylersiniz? Hemen başlar ve şunu söyleriz:
İnce çayır yolarım
Parmağıma dolarım
Söylersen mani söyle
Saçlarını yolarım
Veya:
Oy huluma huluma
Peynir koydum tuluma
Söylersen mani söyle
Köpek gibi uluma
Tabi o da hemen bize bir karşılık verir:
Don taşının üstünde
Lastik/rastık çeker kaşına
Akşam kocana söylersen
Vurunca öldürü kel başına
Eğer siz karşıdaki kişinin manisine uygun bir şey bulamıyorsanız ne yapıyorsunuz? Hemen ya onun manisini değiştirerek uyduruyorum ya da uyduramazsam konuyu değiştiriyorum. Karşıdakilerin manilerini beğenmesi için nelere dikkat ediyorsunuz? Hemen el kol hareketleri ile telaşla:
Mani benim ezberim
Kan ağlıyor gözlerim
Nazlı yârin yolunu
Akşam sabah gözlerim
Osmancık manileri arasında aile içindeki atışmalar da dikkati çekmektedir. Bunlar genellikle kaynana-gelin veya gelin-görümce arasında olmaktadır. Mesela kaynana, geline:
Gelin diye sana baktım
Boğazına altın taktım
Gelir gelmez ne tez bıktın
İstemiyom diyon kaynana
Gelin de bunun üzerine:
Ak pamuk olmadın mı?
Dollara konmadın mı?
A zalim kaynana sen
Hiç cahil olmadın mı? der.
Gelin, görümcesine:
Ot yolarım yolarım
Parmağıma dolarım
Çok söyleme görümce
Saçlarını yolarım
Diyorsa; görümce de geline
Irmağın kenarında
Su tuttum batlıcana
Ne bakıyon kız gelin
Benzettin mi kocana? Der.
Maniler kızlarla delikanlılar arasında atışma şeklinde geçiyorsa, kızlar oğlanlara şunlara benzer maniler söyler.:
Ambar altı aralık
Kızlar beş bin liralık
Oğlanları sorarsan
Şişe de kokmuş balık
Bahçeleri sekili
Top karanfil ekili
Benim sevdiğim oğlan
Yeni taramış kekülü
Ben varmam inekliye
Aynası sinekliye
Mevlam beni yazsın
Boynu kıravatlıya
Delikanlılar da kızlara şu manilerle cevap veririler.:
Bir su içtim buz gibi
Kızın gönlü var gibi
Kızın gönlü var ise
Beşibirlik nal gibi
Köprüye kalıp yapılacak
Üstüne beton atılacak
Şu Osmancık’ın kızları
Beş bine satılacak
Eski ayva yeni nar
Darıldın mı nazlı yar
Sen küsersen ben küsmem
Senden başka kimim var
Osmancık’ta mani atışmaları sırasında “taşlama” özelliği taşıyan manilerde söylenir. Bunlara örnek verecek olursak:
Elime aldım tut sepeti
Eni eniverdim dutluğa
Senin gibi maniciyi
Sokuverdim taşlığa
Ekmek verdim dazuya
Aldı gitti yazuya
Ben manimi vermeyim
Senin gibi cazuya
Tuğla tuğla gezerim
Tuğlaları ezerim
Senin gibi maniciyi
Ayağımın altında ezerim.
A benim bahtı yârim
Gönülde tahtı yarim
Yüzünde göz izi var
Sana kim baktı yarim
Abana peş olayım
Yanına eş olayım
Çubuk tutan eline
Fermanlı kuş olayım
Acem şallı dört önden
Vaz mı geçtin yar benden
Vaz geçtiğin bilseydim
Ahtım alırdım senden
Adada keklik gezer
Bastığı yeri ezer
Varman kızlar çobana
Elinde değnek gezer
Adalarda ak tavuk
Taş attık vuramadık
Oğlan yangın kız yangın
Bir çare bulamadık
Ağaçlarda kestane
Dökülür dane dane
Sevgiline mektup gönderirsen
Hükümet caddesinde postane
Ağlarım ben gülemem
Gözyaşımı silemem
Sen benim ol sevdiğim
Başka bir şey dilemem
Ahladın başındayım
On altı yaşındayım
Eğer beni sorarsan
Kızların peşindeyim
Ak bıçak kara bıçak
Babam dükan/dükkan açacak
Evlenmeyin bekarlar
Naylon kızlar çıkacak
Ak bölürce pişirdim
Toprak tenceresinde
Gel yârim konuşalım
Mutfak penceresinde
Ah kahat sarı kahat
Ağlarım saat saat
Sen orada ben burada
Nasıl canın rahat
Ak iğne gök iğne
Gök iğne ak deme
Söylersen mani söyle
Türlü türlü halt etme
Ak iğnenin poladı
Tülbentini kim doladı
Şu Osmancık’ın içinde
Gönlüm seni diledi
Ak ineğin poladı
Tülbentim kim doladı
Osmancık’ın içinde
Gönlüm seni diledi
Ak kapı kara kapı
Hançerin gümüş yapı
Seni benden ayıran
Sürünsün kapı kapı
Ak koyun meler gelir
Dağları deler gelir
Yalnız yatanların
Aklına neler gelir
Ak pamuk olmadın mı?
Dallara konmadın mı?
A zalim kaynana sen
Hiç cahil olmadın mı?
Ak tülbentim yuydurmam
İçine gül koydurmam
Sevmediğim oğlana
Nikahımı kıydırmam
Ak üzümden ak olmaz
Kara üzümden bağ olmaz
Osmancık’tan yar sevenin
Yüreğinde yağ olmaz
Ak yayığın ayranı
Bu gün kurban bayramı
Ahmet gitti davara
Kızlar etsin bayramı