Osmancık’ın güvercin sevdalıları hafta sonları bir araya gelerek, sohbetlerini bu kuş türü üzerine yapıyor.
Daha çok oyunuyla ön planda olan güvercinleri tercih eden kuşçular Çorum Çıplağı, Ankara, Mardin Taklacı ırklarını da kendileri yetiştiriyor. Osmancık’ta 20’nin üzerinde güvercin sevdalısı olduğunu belirten kuşçular, çok küçük yaşlarda bu tutkularının başladığını dile getirdiler.
Bir günün en az 1-2 saatini güvercinlere ayıran kuş tutkunları, güvercinlerini evlerinin yakınında veya bahçesinde korunaklı ve temiz kafeslerde bakıyor. Kuş tutkunları güvercinlerin türüne ve yaşına göre kafeslerini de ayırıyor. Belirli günlerde bir araya gelen kuşçular, birbirlerinin kuşlarının uçuşunu izliyor, varsa hastalıklarına beraber çare arıyor.
43 yıldır güvercinlerine çocuk gibi bakıyor
Osmancık’ta 13 yaşından beri güvercin besleyen ve yetiştiren 56 yaşındaki Mehmet Karakelle, “Kuşlarla ilgilenmek çok güzel bir duygu, ben emekliyim ve güvercinlerle vakit geçiriyorum. Buna hobi mi? hastalık mı? deyim artık bilemiyorum.
Sabah uçurum saati vardır, indiklerinde yemleriz. Suları önünde akşam hava serinleyince bir daha uçururuz, akşam bir daha yemleriz. Altını temizlemesi var, temiz olacak. Hastalığını biz anlıyoruz, bakıyoruz ne hastalığı olduğuna. İshal olursa ona göre ilaç, kusma varsa ona göre ilaç veriyoruz.
Veterinerden ve bazen internetten temin ediyoruz.” Güvercin beslemenin zorluklarının olduğu belirten Karakelle ;“Kuşumu atmaca aldı, düşürdü. Düşürdüğü yerden gittim aldım. Atmaca karnının altını yarmıştı, ben oraya krem sürdüm, yağ sürdüm ve ince pamuk ip ile dikiş attım. Hayvan iyileşti. 2 senedir elimde yavrusunu alıyorum. Bir çocuğa nasıl bakarsan güvercinlerde öyle ilgi istiyor.”
“Güvercinler insana huzur ve dinginlik veriyor”
Çocukluktan beri birlikte güvercin besleyen iki arkadaş, 10 yıldır bu tutkunun peşinde ilerliyor. 24 yaşında hastane personeli Oktay Şenol ve Harita Mühendisi Sefa Çıplak evlerinin yakınında güvercin besliyor. Güvercinlerle uğraşmanın insana huzur ve dinginlik kattığını dile getiren Sefa Çıplak, “İyi bir kuş beslemek için iyi imkanlar olması gerekiyor. Besleyeceğiniz yerin güzel olması lazım. Onlara vakit harcıyor olabilmeniz lazım, temizliği yemesi, içmesi, hastalıkları olsun. Öncelikle sevmek lazım zaten sonra iyisi de kötüsü de zamanla anlaşılıyor.” dedi.
“Güvercinde de başkent Ankara durumunda”
Yöreye göre farklı farklı kuşlar olduğunu dile getiren Çıplak “Biz Mardin taklacısı besliyoruz. Mardin taklacısı zaman zaman Ankara’ya evrildi. Şu anda başkent Ankara olduğu gibi güvercinde de başkent Ankara durumunda. Ege bölgesinde farklı kuşlar besleniyor, dönek, dolapçı diye tabir ediliyor. Adana tarafında Adana güvercinleri, Mersin bölgesinde filo halinde uçuruyorlar. Doğu tarafında Van’da yüksek uçumlu kuşlar var.”
“Kendi topraklarımızın türü Çorum Çıplağı”
Anadolu’nun yerli ırklarından olan Çorum Çıplağı türünün bu adı almasının nedeninin ayaklarının paçasız olmasından kaynaklandığını belirten Sefa Çıplak, “Çorum’da bizim kendi topraklarımızda yetişen Çorum güvercinleri var, Çorum taklacıları. Onlar da taklacı ama onların bizim beslediklerimiz gibi paçaları yok. Onlara çıplağ diye tabir ediyoruz. Yani paçasız güvercinler, Çorum Çıplağı olarak tabir ediliyor.” dedi. Şenol, “Genelde beyaz takka dediğimiz arka tepe hayvanlardır. Özellik olarak bizim taklacı güvercinlerimize göre daha uzun uçarlar. Yere pek fazla sper yapmazlar ama taklaları iyidir. Metrajlı oynayan kuşlar değillerdir ama bu yörede tutulan kuşlar.” dedi.
“Güvercin beslemek bir tutku”
Çorum Çığlağı’nın diğer kuşlara göre zahmetli olduğu için daha çok oyunuyla ön planda olan kuşların tercih edildiğini söyleyen Oktay Şenol, “Güvercin beslemek aslında bir tutku değil, hastalıktır bir nevi. İnsan birden bırakamaz, birden sevmeden başlayamaz bu işe.” dedi. Kostümü, sesi ve oyunuyla ön planda olan güvercinlerin yöreye göre farklılık gösterdiğini, belirten Şenol; “Biz öncelik olarak oyun kuşuna önem veriyoruz. Mardin taklacısı, Ankara taklacısı olarak besliyoruz. Genellikle kostüm tarzı kuşları çok fazla beslemiyoruz. Bizim için önemli olan oyun oynaması.” dedi.
“Kuş muhabbet demektir”
Osmancık’taki kuşçuların birlik olması için yarışma düzenlemek istediklerini belirten Şenol, “Osmancık’ta kuşçular olarak geçen yıl kupa düzenlemeye çalışmıştık. Kupamızın başkanı Sefa, yardımcısı da ben olacaktım. Bazı nedenlerden dolayı gerçekleştiremedik. Ama hafta sonu yakın kuşçu arkadaşlarımızla toplanıyor, semaverimizi yakıyoruz. Kuş muhabbet demektir. Kuşun olduğu zaman muhabbet yapabiliyorsun, belli bir çevre ediniyorsun.” dedi.
“Her sabah 5:30’da kalkarım”
Aynı kuşları, tek soydan yetiştiren ve 10 yaşından bu yana güvercin besleyen Mutlu Koltukçu, “Genellikle 7-8 senedir aynı kuşları besliyorum, aralarına başka kuş katmıyorum. Aynı kuşlarımı tek soydan yetiştirmeye devam ediyorum. Her sabah 5-6 gibi kalkarım. Hayvanları hiç sıcakta uçurmam serinlikte uçururum. Akşam 6-7 saatleri aralığında uçururum. Hayvanları sıcak hava da uçurup yormam.” dedi. 17 yaşında ve öğrenci olan Erdinç Kalabalık ise “Kuşlarla günde en az 1,5-2 saat vakit geçiriyorum. Kuşlarla ilgilenmek bana çok iyi geliyor sinirimi, stresimi yorgunluğumu atıyorum onların yanındayken.” dedi. Öte yandan güvercin besleyen kuş tutkunları ve çevrelerindeki insanlar bu durumu ‘hastalık’ olarak nitelendiriyor.