Çorum’da, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hayata geçirilen ev hemodiyaliz yöntemiyle hastalar, hastane yerine evlerinde diyaliz hizmeti alabiliyor.

Çorum’da, 2022 yılından itibaren Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği bünyesinde hayata geçirilen “evde hemodiyaliz” uygulamasıyla diyaliz hastaları aldıkları eğitimle tedavilerini evlerinde kendileri yapıyor. Evde hemodiyaliz hizmeti vücudun üremik toksinlerden daha fazla arınmasına ve vücutta biriken suyun yeterli miktarda uzaklaştırılmasına imkan sağlarken, buna bağlı olarak da hastanın yaşam süresi ve kalitesi artıyor. Evde diyaliz hizmetiyle ayrıca hastanede ortamındaki enfeksiyonun hastalara bulaşma riski ortadan kalkarken, ev konforunda diyaliz alan böbrek hastaları klinik olarak kendilerini iyi hissettikleri için sosyal yaşamları ve çalışma hayatına da sorunsuz devam edebiliyor.

Türkiye’de sayılı merkez tarafından verilen “evde hemodiyaliz” hizmetini hayata geçiren Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği yaptığı çalışmalarla Türkiye ve Karadeniz Bölgesine örnek oluyor.

27 bin hastaya hizmet veriliyor

" Çorum'da 100 bin kişiye 109 doktor düşüyor" " Çorum'da 100 bin kişiye 109 doktor düşüyor"

Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sinan Zehir, Nefroloji Kliniğinde yaklaşık 27 bin hastaya hizmet verildiğini belirterek, klinikte birçok hastalığın yanı sıra böbrek yetmezliği olan hastalarında takip edildiğini söyledi. Kronik böbrek yetmezliğinin tedavisinin diyaliz veya böbrek nakli olduğunu dile getiren Başhekim Sinan Zehir, böbrek nakli olmayan hastaların yaşamlarını sürdürebilmeleri için diyaliz ihtiyacı ortaya çıktığını, diyaliz tedavisinin de hemodiyaliz ve karından (periton) yapılan diyaliz olarak ikiye ayrıldığını belirtti. Doç. Dr. Zehir, hastanede 58 periton, 82 tane de hemodiyaliz hastasının takibinin yapıldığını açıkladı.

Hemodiyaliz tedavisinin de son yıllarda hastanede yapılan hemodiyaliz ve evde yapılan hemodiyaliz olarak ikiye ayrıldığını anlatan Doç. Dr. Zehir, “Hastanemizde yapılan hemodiyaliz hizmeti haftada 3 gün 4 saat olarak verilmekte. Ve bu dört saatlik süreç içerisinde hastamızın kanının temizlenmesi sağlanmaya çalışılıyor. Bunun dışında ev hemodiyaliz hizmetiyle hasta kendi ev konforunda hemodiyaliz tedavisi görüyor. Evde hemodiyaliz hizmeti hastanede verilen hemodiyaliz hizmetinden daha çok avantajlara sahip. Hasta daha uzun süre hemodiyalizde kaldığı için vücut ve kan temizliği daha iyi sağlanıyor. Hastalar gece hemodiyaliz aldığı için gündüz sosyal yaşamına devam edebiliyor. Bu sağlık hizmetiyle birlikte hasta yakınları da hastaneye gelmekten kurtuluyor. Hastane enfeksiyonu gibi insan sağlığını tehdit eden unsurlarda ortadan kalkıyor” dedi.

“Bölgeye hizmet veriyoruz”

Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak Nefroloji Kliniği bünyesinde hayata geçirilen “Evde Hemodiyaliz” uygulamasıyla Çorum’un yanı sıra Karadeniz bölgesine hizmet verdiklerini kaydeden Zehir, “2022 yılında kurulan Ev hemodiyaliz hizmeti Nefroloji Kliniğinde görev yapan hocalarımızın yakın takibi ile hem Çorum’a hem de şehir dışındaki diğer hastalara hizmet veriliyor. Evde hemodiyaliz hizmeti için hastaların uyumu son derece önemli. Hastaların evde hemodiyaliz cihazını kullanabilecek yeterliliğe sahip olması gerekiyor. Bu yüzdende hastaların evde sağlık hizmeti almaları için eğitim almaları gerekiyor. Bu nedenle hastalar öncelikle hastanemizde 3 aylık bir eğitime tabi tutuluyor. Eğitim sonrasında sınavdan geçirilerek ev hemodiyalizine uygun olup olmadıkları tespit ediliyor. Başarılı olanlara evinde hemodiyaliz hizmeti başlatılıyor. Ev hemodiyalizi ile hastalar günlük yaşamlarını daha aktif yaşıyor. Günlük işlerine dönebiliyor. Hayat onlar için daha güzel ve sürdürülebilir hale geliyor. Bugün böbrek naklinden sonra böbrek yetmezliği için en iyi tedavi veya alternatif ev hemodiyalizi görülmektedir” dedi.

“Evde diyaliz hastaların hayat standardını yükseltmenin yanı sıra yaşam sürelerinin uzamasına neden oluyor”

Nefroloji Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Nihal Aydemir ise, evde hemodiyaliz tedavisinin hastalarının hayat standartlarının yükseltmesinin yanı sıra yaşam sürelerinin de uzamasına neden olduğunu kaydetti. Evde hemodiyaliz uygulamasının kronik böbrek yetmezliği olan ve diyaliz ihtiyacı gelişmiş olan hastaların diyaliz tedavilerini evde yapmaları olarak tanımlandığını söyleyen Prof. Dr. Nihal Aydemir, “Normal şartlarda hemodiyaliz tedavisi hastanelerde haftada 3-4 gün dört saat olarak yapılıyor. Fakat ev hemodiyalizi hastaların hemodiyaliz tedavilerini kendilerinin evde yaptığı ve bu sürenin 8 saate kadar uzayabildiği bir tedavi yöntemi. Diyaliz süresinin 8 saate kadar uzaması hastalar için öncelikle yaşam kalitesinin artması daha sonra ise yaşam süresinin uzaması anlamına gelir. Evde hemodiyalizinde diyaliz süresi uzun olduğu için kandaki toksinlerin temizlenmesi artar. Bu artış dolaysıyla hastanın böbrek yetmezliğinden etkilenmesi azalır. Kandaki toksik maddeler azaldığı için kansızlık dediğimiz ve diyaliz hastalarının da çok mağdur olduğu anemi denilen klinik durum düzelir, ayrıca kanda yüksek miktarda bulunduğunda damarlar ve kemiklerde probleme neden olan fosfor seviyeleri de düşer. Fosforun düşmesi hastalarda kemik kırılmasına kadar giden kemik metabolizma bozukluklarını azaltır. Uyku kalitesi artar. Cinsel fonksiyonlar düzelir. Kadın hastalarımızda gebelik şansı artar. Kalp yetmezliğinin ilerlemesi durdurulabilir. Evde hemodiyaliz hizmeti klinik faydalarının yanı sıra hastaların sosyalleşmesine de katkı sağlıyor. Hastalar hastanede geçirdikleri sürede evlerinde diyaliz tedavisini alıyor. Hastaneye gelip gitme gibi zaman kaybı olmuyor. Aynı zamanda hastanede karşılaşabilecekleri enfeksiyon riskinin ev hemodiyalizinde olmadığını biliniyor. Evde hemodiyaliz tedavisinin hastaların yanı sıra devletimize de ekonomik olarak katkısı var” diye konuştu.

"Gece diyaliz tedavisi alıp sabah işine giden birçok hastamız var"

Evde hemodiyaliz hizmetinin hastalar için oldukça konforlu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Nihal Aydemir, şunları kaydetti; “Hastalarımız diyalizlerini evde yaptıkları için öncelikle aileleri ile birlikte vakit geçirebilirler. Hastaların hemodiyalize girecekleri saat hekim tarafından hastaya uygun olarak belirlenir. Hatta hastalar gece uyurken diyalize girebilirler. Gece diyaliz tedavisi alıp sabah işine giden birçok hastamız var. Ev hemodiyalizi hastaların sosyal yaşamda aktifleşmelerini sağlar aynı zamanda çalışma hayatında da bir özgürleşme sağlar. Hastalarımız gece diyalizlerini olurlar saba kalkıp işlerine gidebilirler. Zaman açısından hastalarımıza bir sıkıntı teşkil etmiyor. Bunun yanında beslenme açısından da ev hemodiyalizi hastalarında normal diyaliz hastaları gibi çok ciddi bir kısıtlılık yok. Çünkü 8 saat uzun süren bir diyaliz yapılır ve kan daha iyi temizlendiği için diyetlerindeki kısıtlılıkta genişlemiş olur. Aynı zamanda uzun diyaliz yapıldığı için uzun sürede kanda biriken sıvı idrar olmadığı ve atılamadığı için volüm yükü olarak adlandırdığımız vücutta bir sıvı artışı olur. Uzun süren diyaliz tedavisi ile bu sıvıyı kandan yavaşça çektiğimiz için hastalarımız daha az tansiyon düşüklüğüne maruz kalırlar. Ve daha konforlu bir diyaliz olurlar. Hastanede dört saatte çekilecek sıvı evde sekiz saatte çekilir ve hastalar böylelikle tansiyon düşüklüğüne maruz kalmazlar. Tansiyon düşüklüğü yaşayan hastalar içinde evde hemodiyalizi iyi bir alternatiftir. 2022 yılında Evde Hemodiyaliz ünitesini kurduk. Şu anda 9 hastamız evlerinde diyalizlerini yapmakta, 2 hastamızda hastanede eğitim sürecinde. Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Evde Hemodiyaliz ünitesini Karadeniz Bölgesi’nde ilk kamu hastanesi” şeklinde konuştu.

Hastalar memnun

Evde diyaliz tedavisi alan Celalettin Baran, evde hemodiyaliz tedavisi almaya başladıktan sonra tansiyon, baş dönmesi gibi sağlık sorunlarının olmadığını ifade ederek, “Herhangi bir sıkıntım yok. Çok memnunum. Diyalize başladıktan sonra çok rahatladım. Bizimle yakından ilgilenen ve desteklerini esirgemeyen başhekimimize, hocalarımıza ve klinik hemşirelerine teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Ayşegül Öremiş ise evde diyaliz hizmeti aldıktan sonra sosyal yaşama katılmaya başladığını ifade ederek, “4 aylık eğitim sürecinden sonra evde diyaliz hizmeti almaya başladım. Evde daha rahatım. Yorgun değilim artık. Normal bir yaşantım var. Yakında işe başlayacağım. İnsanlar gibi gezebiliyorum artık. Artık sosyal hayatım var şuan. Ev hemodiyalizinde çok mutluyum" dedi.

Kaynak: