Bölgenin modern hayvan hastanesi açılıyor Bölgenin modern hayvan hastanesi açılıyor
Günümüz dünyası hızla değişmekte, daha fazla ‘’Ben merkeziyetçi’’ olmaktadır. Eskiden ‘’Alman Usulü’’ diye bir kavram vardı. Yani, tasvip etmesem de kendisi bir sigara yakacaksa, ortamdaki herkese de sigara tutarak, o zaman ki adını bilmesek de ‘’Türk Usulü’’ bir işlem yapıyorduk. Ya da biri sigarasını tek yakarsa ‘’Alman Usulü’’ oluyordu. Dünyamız hızla kapitalleşmekte ve Alman Usulü sistemi giderek yayılmaktadır. Ülkemiz ise hala bu sisteme direnmekte, özellikle devletimiz dünyanın çeşitli yerlerine yaptığı karşılıksız yardım ve yatırımlarla, Alman Usulünü kabul etmediğini, dünyaya duyurmaktadır. Başta Avrupa devletleri olmak üzere dünyanın sorunu ve özlemi ‘’Şirinler Köyü’’ olmaktır. Hani şu televizyonda oynayan Şirinler var ya işte o Şirinler olmaktır. Hepimizin bir çizgi film olarak izlediğimiz o köyde verilen mesaj her ne kadar Sosyalizm olsa da o çizgi filmi, Sosyalizm çöktüğüne göre farklı izlemek gerekir. Şimdi köye bakalım; en zengin kim? Yok herkes eşit. Lider kim? Yok, Şirin Dede, büyük olarak sadece kendisine danışılan, uyuşmazlıkları çözen kişi değil mi? Usta Şirin, Aşçı Şirin hepsi çalışıyor, peki Uykucu ve Süslü Şirin ne yapıyor? Onlar diğerlerine göre biraz az çalışsalar da, bir toplumda bunlarda çıkabilir, olsun aramızda idare edebiliriz. Peki, ayrı yemek yiyeni, farklı sofra kuranı gördünüz mü? Hayır, herkes birlikte aynı yemeği yiyorlar. Yani paylaşım var, eşitlik var, dostluk var. Peki, Gargamel kim? Sosyalizm yemeye çalışan kapitalizm. Ya da bizi tabirimizle Alman Usulü. Biz hiçbir zaman Alman Usulcü olamayız. Bizim genlerimizde, paylaşım, adalet, gelir dağılımı eşitliği mevcut. Bakın benim merhum Mahmut dedem ameleydi. Merhum Şubali Rıza ise fabrikatör. Bunların evleri sırt sırta ve komşu idiler. Birbirlerine gidip gelirler ve gelir kaynaklı bir büyüklük falan sergilemezlerdi. Bu örnek, ülkenin her yerinde mevcuttu. Bugün belki, ayrışmalar olsa da bunu Ramazan kültürünü devam ettirerek hala çözebiliyoruz. O yüzden, verilen iftarlar, fıtr sadakaları, zekâtlar çok önemli. Bir ülkede ekonomik adalet sağlanmaz ise kaos çıkar. Gelir dağılımı bozulur ise gençlerimizi Soroslara kaptırırız. İşte bunun tedavilerinden biri de Ramazanlardır. İş insanlarımız belki, sermayesini kaybetmekten korkuyor olabilir, korkmayın, paylaşımcı olun. İnanın paylaştıkça çoğalacağını göreceksiniz. ‘’Ya… Hocam, bizim gelirimiz zekât vermeye müsait değil’’, be kardeşim, çevrende hiç fakir bir aile yok mu? İftara davet et, dışarıdan gelmiş, okumak için mücadele eden öğrenciler yok mu? Bir tas çorba gönder. Paylaşımın azı çoğu yok. Bize en uyan çizgi film ‘’Şirinler’’ aslın da biz bin yıllardır Şirinler gibi yaşıyoruz. Günümüzde bir azalma olduysa, ‘’Titreyip, kendimize dönelim’’ ve bir tas çorba ile Şirinler köyünün masasına katkı sağlayalım.
Editör: TE Bilisim