Çorum'da Bağımlılıkla Mücadele Dar Kurul Toplantısı gerçekleşti Çorum'da Bağımlılıkla Mücadele Dar Kurul Toplantısı gerçekleşti
‘’Adalet’’ Adalet kavramı, her toplumda, her dinde farklı şekillerde ifade edilse de, dünya kurulduğu günden bu yana toplumların en önemli olgulardan biri olmuştur. Harun ile Karun’la başlayan bu olgu, Adaletin olmadığı en küçük topluluklardan tutun da, en büyük devletlere kadar her kurum, gün gelip çökmeye mahkûmdur. Anayasamız da, devletin üç Erk’i olarak sayılan yasama, yürütme ve yargı, bu kurumların ne kadar önemli bir görev üstlendiğini açıklamıştır. Ancak, son yıllarda yaşanan gasp, hırsızlık, terör, orman yangınları ve cinayetler de verilen kararlar, toplumu olumsuz yönde etkilemiş ve bu kurumları sorgular hale gelmiştir. Bu kurumlardan yürütme, adaletsiz durumu görerek, yürütmenin başı, Sayın Cumhurbaşkanı ‘’Gerekirse idam’’ diyerek, kendini bir kenara almıştır. Geriye yargı ve yürütme kalmıştır. Yargı da ne yapalım, biz kanuna göre hareket ediyoruz, bunun cezası da bu diyerek, kenara çekilebilir ki, buna tekrar döneceğiz. Geriye yasama kalıyor. Yasama yani TBMM üyesi partiler, acilen bir ortak komisyon kurarak, hırsızlık, gasp, cinayet, orman yakma ve terör konusunda yeni yasalar çıkartmak için bir konsensüs sağlamaları lazımdır. Yoksa o yanan kaplumbağanın, tavşanın, ayının ya da Pınar’ın hesabını bu dünyada da, ahirette de vermezler. Şimdi, kasıtlı orman yakmanın cezası 10 yıldan başlamakta ve müebbet hapis cezasına kadar gitmektedir. Hâkim 10 yıl verebilir mi? Verir. Ağır tahrik var der, sarhoştu der, babasına kızmıştı der; verir. Bu adam ne kadar yatar hukukçu değilim amma, zannederim iyi hal vs. ile 2,5 yıl. Varsayımlarla konuşmayalım olanı konuşalım. Biliyorsunuz Muğla’da bir öğrenci, bir kafeterya sahibi ile birlikte olmuş, sonra nedense ayrılmak istemiş, buna kızan cani de Pınar Gültekin’i önce boğarak öldürmüş, sonra varile koyarak yakmış ve üstüne beton dökerek izleri kaybetmeye çalışmıştır. Şanlı polisimiz de, bu olayın peşini bırakmamış, hatta bazı kelli felli parti başkanlarının araya girmesine rağmen, incelemesini sürdürmüş ve olayı aydınlatmıştı. Süreç mahkemeye intikal etmiş ve C.M.A denen kişi, herkesin beklediği gibi Ağırlaştırılmış müebbette değil, hatta müebbette değil, 23 yıl ceza ile şimdilik yırtmıştır. Toplumu şok eden bu kararın gerekçesi beklenmeye başlanmış, karar çıktığında ise ‘’Ama o da şantaj yapmış’’ o yüzden, ‘’C.M.A boğmuş, varile koymuş yakmış ve bulunmasın diye betona gömmüştür. Eğer şantaj olmasaydı, bunları yapmazdı. ‘’ Gibi bir tutumla bu kararı verdiklerini gerekçeli kararda ifade etmişlerdir. Pınar Gültekin’in avukatı Rezan Epözdemir diyor ki; ‘’Hayatımda böyle bir gerekçe görmedim. Adli Tıp raporu var, Pınar, canlı iken yakılmış’’ dır. Tabi sadece birinci derece mahkemenin kararı kesin değil, İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay süreci de olacağını düşünüyorum. Buralarda bu davanın bozulacağı da bir gerçektir. Allah var, savcının hakkını da yemeyelim. İddianame ve mütalaa da sanık, C.M.A. TCK.82/1-b maddesine göre ‘’Canavarca hisle ve eziyet çektirerek adam öldürme’’ suçundan Ağırlaştırılmış Müebbet suçundan dava açılmış ancak, 23 yıl ile karar verilmiştir. Tabi burada sormak gerekir, bu mahkemeler en az bir başkan iki üye ile toplanır. Acaba bu karar oy birliği ile mi, oy çokluğu ile mi alınmıştır? Sonuç şu, yapanın yanına kâr mı kalıyor bilmem, diyerek kendimi de kurtarmaya çalışayım. Ama C.M.A’nın 23 yıl cezanın,  14,5 yıl yatıp çıkması, bana harbiden dokunmaktadır. Allah, bütün çocuklarımızı böyle canavarların elinden korusun. İşimiz Allah’a kaldı.
Editör: TE Bilisim