Seçimi kaybeden belediye başkanı milletvekiline çiçek fırlatıp hakaret etti Seçimi kaybeden belediye başkanı milletvekiline çiçek fırlatıp hakaret etti
Geçen hafta ortaokul çocuklarına 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni anlatmak için, bir okula davet edildim. Çok güzel çocuklardı. Akıllı, soru sormayı bilen çocuklar. Ben çocuk falan derken, öyle sorular geldi ki, şaşırdım kaldım. Sağ olsunlar çok iyi ağırladılar. Konferans bitip müdür beyin odasında otururken, konu dönüp dolaşıp Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerine geldi. Müdür Bey ‘’Sizce ne olur?’’ diye sorduğunda verdiğim cevapla birazda şaşırdı. Dedim ki; ‘’Meclis seçimleri ne olur bilmem… Meclis seçiminin belirleyici unsuru gösterilen adayların durumu ile doğru orantılıdır. Bu tüm partiler için geçerlidir. Ancak, Cumhurbaşkanlığı seçimini Sayın Erdoğan alır.’’ Bu kadar kesin konuşmama şaşırarak, ‘’Nasıl?’’ Dedi. - Hocam! Şu anda ben adayım diyen kaç kişi var? - Bir. - O halde seçim olmaz, evet-Hayır’a gider bu durumda Sayın Cumhurbaşkanı, tekrar seçilir. Durdu. Öyle ya, geçen hafta ‘’Ben varım diyen tek aday vardı.’’ Komedya Bu hafta ise bir komedi yaşandı. Sayın İmamoğlu’nun "… Seçimi iptal edenler ahmaktır…" lafı üzerine Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu durumu kendi üzerlerine aldılar ve dava açtılar. Mahkeme Sayın İmamoğlu’na Temyiz yolu açık olmak üzere 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Bu polemiğe girmeyeceğim. Burada sonuç ve sonucun getirdiği komedidir. Birincisi, öyle bir günde bu karar açıklandı ki, Sayın Kılıçtaroğlu’nun Almanya’da olmasına rastladı. İkincisi, Ceza alınınca bir zil takıp oynamadıkları kaldı. Birbirlerine sarılmalar, çevreye öpücükler atmalar, Büyükşehir Belediyeleri ve altılı masanın temsilcilerinin platform da yerlerini alması; Ne oluyor kardeşim? İşte ikinci bir aday çıktı. Her ne kadar Sayın Kılıçtaroğlu; ‘’Onların, 16 Milyona yapacak daha çok işleri var.’’ diye mesaj verse de bu söz, o gürültünün arasında kaybolup gitti. Yalnız şunu söylemek isterim ki, Sayın Erdoğan’dan sonra, cesaretle aday olabileceğini ima eden, hatta bunu zorlayan ikinci kişinin Sayın İmamoğlu olduğunu söyleyebilirim. Bu cesareti ile de kendini kutluyorum. Ha! Sayın İmamoğlu aday olur ve cumhurbaşkanı seçilirse, bu altılı masanın istediği cumhurbaşkanı da olmaz. Onlar ne istiyorlar; ‘’Gel bakalım Muharrem’’ diyecekleri bir aday istiyorlarsa da bu hiçbir zaman Sayın İmamoğlu olmaz. Onu arkası güçlü, bu altılı masayı (İYİ parti hariç) hallaç pamuğu gibi atar. İşte aday çıkmayınca bize de böyle tahminler düşer. Şunu rahatlıkla söyleye bilirim ki, muhalefet tıkanmış vaziyettedir. Çünkü Cumhur ittifakında olduğu gibi bir tabi olma durumu söz konusu değildir. Herkesin hesabı birbirinden farklı olduğundan, sonuç hep çıkmaza varmaktadır. Gösterdiğin aday, bize hizmet etsin, bizim sözümüzden çıkmasın diyeceksin. Peki, % 50’den fazla oy almış bir aday, sizi neden dinlesin. O kendi ismi ile seçime girmiş, belki de fikri yapısı farklı olsa da o kişiye güveninden dolayı oy vermiş ve ‘’Bizi yönet!’’ diyen kişilerde olmayacak mıdır? Bu oyun vebalini bu seçilmiş nasıl ödeyecektir? Bu siyaset çok zor... Hele günümüzde yanına yaklaşılmaz bir hal almıştır. Biz Osmancık Hisar Sineması önünde 1970’ler de bir birimizi öldüresiye dövsek de, delikanlı adamlardık. Dayağı yerdik ama dik dururduk.
Editör: TE Bilisim