Bölgemizde toz taşınımı bekleniyor! Bölgemizde toz taşınımı bekleniyor!
Kentsel dönüşüm Bu hafta ağızımızı açıkta bırakan bir konu ile başlamak istiyorum. Malumunuz, her memlekette yüz yılı devirmiş evler vardır. Kimisi içinde yaşandığı ve bakım yapıldığı için ayakta kalırken, kimisi de benim doğduğum ev gibi yıkılıp arsa vasfına dönüşmüştür. Bizim ev İmaret Camii civarında bir yerde. Kaç metre derseniz 80 M2; hissedar sayısı 16; hadi bakalım çıkın işin içinde çıkabilirseniz. Geçen dönem belediye başkanı Sayın Hamza Karataş’ın bir projesi ile bu alan kentsel dönüşüme dâhil edilmiş ama maalesef bir sonuca ulaşılamamıştır. Kelli felli kesime soruyorum; şimdi bizim Güney mahalle ne olacak? Bunu Sayın Cumhurbaşkanı da Hatay için söylemişti. Ama o kadar kötü niyetli insanlar var ki, hemen birilerine ‘’Buradan rant sağlanacak, binalarınızı vermeyin…’’ Dediler. Hatta iş, güç yoksunu avukatlar bunlardan parasal medet umarak, davalar açtırdılar. Bir ara bu dava sayısı 12’ye çıkmıştı. Muhalefetin yandaş medyası da, bunu günlerce bir zafer olarak sunmuştu. Sonra? Sonra Hatay yıkıldı. Ne beklersiniz, bu davaları açtıran avukat bozuntularının ortadan kaybolmasını beklersiniz; ancak bunlar o kadar yüzsüz insanlar ki, geçen gün 61 avukat bir araya gelip Sayın Cumhurbaşkanına dava açtılar. Sebep? Sebep depremden sorumlu olduğu için suçludur dediler. İşte bunlar bu kadar yüzsüz. Diyorum ya, artık hiçbir şeye hayret etmiyoruz. Bir insanın ar damarı çatladıysa, yapılacak bir şey yoktur. Bunlarda ne utanma, ne sıkılma bir şey aramayınız. Bildikleri tek şey ‘’Nerede bu devlet?’’ O kadar körler ki yapılanları görmüyorlar. İspat etiğinizde ise ‘’Biz muhalefet etmeseydik, bunları yapmazlardı’’ diyerek kendilerine pay çıkartıyorlar. Bu seçime kadar böyle gider. Eğer seçilirlerse buyursunlar da görelim. Seçilemezlerse, bu aymazlıklarına müsaade edilmeyeceğini de artık bilmeliler. Bunların dönemi ile ilgili size bir olay anlatayım. Bu olay Osmancıklı birine ait ve adı bende saklı. Benim babam Çorum Devlet Hastanesinde çalışırdı. Tabi olarak, Osmancık taraflarından gelen her hasta da babamı bulurdu. Helali hoş olsun, bizim evimizin misafiri hiç eksik olmazdı. Yine bir gün Osmancık’tan bir hasta gelir ve babam servise yatırır. Aradan kısa bir süre geçer; adamcağız vefat eder. Tabi babam hemen oğluna haber verir. Onlarda 11 kişi bir minibüs tutarak Çorum’a gelirler. Gelirler ama onları bir sürpriz bekliyordur. Adamcağızın yattıkları hesap edilerek o zamanın parası ile 4 milyon TL. Hesap çıkartmışlardır. Adamın oğlu, gelenlerden para tedarik eder. Eder amma çıkan para 1 milyon üç yüz bin TL. dir. Cenazenin alınması mümkün değildir. Paranın bulunması ise hiç mümkün değildir. Çünkü on bir kişiden ancak çıkacak para ortadadır. Sonunda babam devreye girer, kendisi de o zaman Osmancık sınırlarında doğmuş başhekime giderek, durumu izah eder: - Ağabey, Bunlar fakir, bu paranın bulunması mümkün değil bir çare? Bunlardan ancak aha bu kadar para çıktı. Der. Hemşerimiz başhekim, kırmızı kalemi eline alır ve ‘’1 milyon 300 bin liranın alınması ve cenazenin çıkışının verilmesi…’’ Diye yazar. Vezneye yatırılan bu para ile cenaze alınarak Osmancık’a getirilip, merhumun köyünde defnedilir. Bu arkadaşımız sağ ve Osmancık’ta herkes tarafından bilinen bir kişidir. İşte sizin döneminize bir örnek. Ben muhalefetin hala kafasında ‘’Halk, devlet için vardır’’ zihniyetinin devam ettiğini düşünüyorum. O nedenle, herkes ile gelen düğün bayram, ama Nuri Demirağları, Şakir Zümreleri, Kayseri uçak fabrikasının akıbetini gördükçe, bu vatandan çok şey gideceğine inanıyorum. Onlarda zaten bunları yapmayacağız demiyorlar. Hala yakıp, yıkmaktan söz ediyorlar.
Editör: TE Bilisim