Koyun sürülerinin yayla göçü erken başladı Koyun sürülerinin yayla göçü erken başladı
Günümüzün en önemli sorunlarından biri de hırsızlıdır. Özellikle büyük şehirlerde, meydana gelen hırsızlık olayları insanları canından bezdirmekte, halk ise ne yapacağını bilemez haldedir. Malumunuz hırsızlık, tarihi çok eskilere dayanan ve sosyal bir olaydır. Açlığın arttığı, gelir dağılımının adaletsiz olduğu dönemlerde bu artış görülmüştür. İslamiyet, gelir dağılımını belli bir düzeye çekmek için zekât ve sadaka mefhumunu geliştirerek, bir ortalama yakalamaya çalışmıştır. Bazen de hadislerle, bu adaletsizliğe çare aranmıştır. Ancak günümüz hırsızlık ve gasp olaylarının, açlıkla bir alakası yoktur. Dikkat edin, polis yakalayıp adliyeye sevk ederken, hiç gariban tip görüyor musunuz? Bu bir meydan okumadır. Abdullah b. Abbas (R.A) rivayet edildiğine göre Peygamber (SAV) “Yanı başındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mümin değildir.” Diyerek bu yollara başvurulmaması için, insanların birbirini otokontrol ile denetlemesi gerektiği ifade edilmiştir. Peki, hırsızlık nedir? Hırsızlık "Başkasına ait bir malı, korunduğu yerden, sahibinin bilgisi dışında gizlice almak…" Yani bir zorlama ve şiddete başvurmadan kendi mülküne geçirmek, çalmak. Bunun İslamiyet’teki cezası ne? Kuran Kerim, "Hırsızlık yapan erkek ve kadının ellerini kesiniz." (Maide Suresi, 5/38 Ayet). Bakın net… Ancak, biraz yumuşatma da yapılmış: Hırsızlık sabit olunca, el kesme (had cezası) uygulanır. Had cezası gerekli olmayan durumlarda ise zararın tazmini yoluna gidilir. Yaşlı bir kadının 20.000 TL’si, bir telefon dolandırıcılığı sisteminde, korkutularak dolandırıldı. Allah var, polis iz sürdü ve yakaladı. Mahkemeye çıkıldı, adama; ‘’Parayı ne yaptın?’’ Dediler. Dolandırıcı ‘’Pavyonda yedim…’’ Dedi ve bir pavyon resmi gösterdi. ‘’Tanzim et!’’ dediler. ‘’Param yok’’ dedi. Yaşlı kadın yaşlı olduğu için adliyeden zorla çıkarken, dolandırıcı ondan önce gülerek çıkıp gitmişti. Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur ki: "Sizden öncekiler şu sebeple helâk oldular; onlar, şerefli bir kimse hırsızlık yaptığı zaman, hırsızı serbest bırakırlar. Güçsüz bir kimse hırsızlık yapınca da, ona ceza uygularlardı." (eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, VII,131,136). Şimdi hırsızlar güçlü, mağdurlara ise mahkemede en küçük bir itirazda, mahkemeye hakaretten dava açılabiliyor. Adalet güzel bir kelime… Bazıları da çıkıp ya hırsızlık için el mi kesilir diye söylenebilirler. Şu halde suç ile ceza arasında denklik yok zannedilmesin. Zira bu ceza yalnız malın karşılığı değil, gizli bir hainlik ve Allah'ın izzetine bir tecavüz olan hırsızlık fiilinin cezasıdır. Tamam, hırsızlığı anladık. Yapanın yanına kalıyor. Adam 27 kez hırsızlıktan tutuklanmış polise, televizyon kameraları önünde; ‘’Ben sizden önce bu karakoldan çıkarım…’’ Diye hava atıyor. Polise değil, bize, adalet sistemimize, hâkimlere, savcılar yani hırsız olmayan herkese meydan okuyor. Size daha vahimini anlatayım. Gasp (yağma) ne? Bu eylemler TCK’nın 148. ve 150. maddelerinde açıklanmaktadır. Buna göre yağma suçu, bir kimseye ait olan bir malı, onun rızası olmadan almak anlamına gelmektedir. Fakat yağma suçunu hırsızlıktan ayıran bir özellik vardır. Bir suçun yağma ya da diğer adıyla gasp olarak kabul edilmesi için, malı alınan kişiye cebir yani zorlama ve tehdit uygulanmış olması gerekmektedir. Gasp suçuna konu olan mal, menkul bir maldır. Yani taşınabilen belli bir maddi değeri olan bir eşyadan söz edilmektedir. Gasp ikiye ayrılır. Basit gasp suçunu işlemiş olan bir kimsenin cezası 6 yıl hapisten başlamaktadır. Belirtilen bu süre, kişinin gasp eylemini gerçekleştirdiği anda işlediği suçlara ve gasp ettiği malların değerine göre 10 yıla kadar yükselebilmektedir. Nitelikli gasp suçu ise bir silah kullanılarak işlenir. Bu silah ile kastedilen şey, bir kimseye zarar verebilecek olan ateşli silahlardan, sopa, taş ve hatta tırnak makası, kalem gibi objeleri dahi kapsayan bir kavramdır. Bu suça dâhil olan eylemler, yol kesmek ya da konut veya iş yeri gibi kapalı mekânlarda gaspta bulunmaktır. Bu suçu işleyenlerin cezası 10 yıldan başlamaktadır. Süre, eylemin işleniş biçimine göre, 15 yıla kadar yükselebilir. Şimdi sayın hâkimlere, savcılara ve avukatlara soruyorum. 11.06.2022 tarihinde çıkan haber şöyle: Bir gece vakti, iki kişi bir gencin elindeki telefonu, zor kullanarak ve yerlerde sürükleyerek almıştır. Bu olay sırasında kamera kaydı da var. Çocuğu yerlerde sürüklemişler ve telefonu alıp kaçmışlardır. Şanlı polisimiz, bu kişileri hemen yakalamış ve adli mercilere teslim etmiştir. Haberin sonu şu: ‘’MAHKEME BU GASPÇILARI ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKMIŞTIR.’’ Ne diyeyim. Artık hırsızlığın cezalandırılmasından vazgeçtik de, Gasp bile günümüzde ceza teşkil etmiyor. Hırsıza ‘’Adli kontrol’’, o sürüklenen ve her tarafı kan revan içinde kalan çocuğa da ‘’Evde kontrol’’ cezası mı verdiniz? Çünkü çocuk evde yaralarının iyileşmesini bekliyor.
Editör: TE Bilisim