Rüzgar ve fırtınaya dikkat! Rüzgar ve fırtınaya dikkat!
Osmancık İlçe Müftüsü Dr. Eyyup Aydın “Hiçbir sınıf ayrımını cami ve mescitlerde yapamazsınız. Kadınlar Cuma namazına gelmeli, cenaze namazı kılmalı, kabristandaki dualara iştirak etmeli.” dedi. “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” Osmancık’ta çeşitli etkinlikler kutlandı. Hafta münasebetiyle Osmancık’ta müftülüğün sürdürdüğü projelere destek veren hayırseverlere Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda plaket verildi, emekli din görevlilerine yemek ikramında bulunuldu. Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan” Camiler ve Din Görevlileri Haftası” etkinlikleri kapsamında Osmancık İlçe Müftüsü Dr. Eyyup Aydın, Kızılırmak TV program yapımcısı ve sunucusu, İHA Osmancık Muhabiri İsmail Kabakdere tarafından hazırlanıp sunulan ve sosyal medyada yayın yapan yerel televizyon kanalında yayınlanan programa da katıldı. Programda konuşan müftü Aydın; “Hiçbir sınıf ayrımını cami ve mescitlerde yapamazsınız” diyerek “Cami ve mescitlerde yer ayrımı yoktur. Camide Cumhurbaşkanı da olsanız, müftü de olsanız, padişah ta olsanız, vilayetin en zengini de olsanız yer yok, herkes boş bulduğu yere oturur.  Cami ve mescitler Allah’ın. Hiçbir sınıf ayrımını cami ve mescitlerde yapamazsınız. Bu da muhteşem bir görüntü. Bir kurumda çalışanla, hizmetli yan yana oturabilir, hatta kendi şoförüyle, generalle er yan yana oturabilir. Ben nasıl seninle yan yana oturabilirim, bana yer ayır deme hakkı yoktur. Herkes eşit. ” dedi. “Bütün mabetler Allah’ın koruması altında onlara dokunulmaz” Bütün mabetlerin Allah’ın koruması altında olduğunu belirten müftü Aydın; “Bu topraklar bizim, Müslümanların. Peki biz diğer mabetlere saygımız olmasaydı, ayetlerimizden kaynaklı hepsini yıkardık. Avrupa’da yapılanlar, Yunanistan, Bulgaristan kaç tane cami ve mescidimizi harap etmiştir, yok etmiştir. Bizde öyle bir şey yok.  Niye? Bütün mabetler Allah’ın koruması altında onlara dokunulmaz, sadece camiler değil. “Bir Müslüman komşu mescidini bırakıp başka camiye gidemez” Peygamber efendimizden öğrendiğimiz, üç mescit ziyaret için yola çıkılabilir; birincisi Mekke’de ki Mescid-i Haram, ikincisi Medine’ de ki Mescid-i Nebi, üçüncüsü Kudüs’ te ki Mescid-i Aksa. Başka mescitler için hususi yola çıkmaya rastlamıyoruz. Bir Müslüman komşu mescidini bırakıp başka camiye gidemez, mekruhtur. Kendi mahallenin camii sine gidilmesi gerekiyor. “Cuma camileri var” Cuma namazı kılınan camiiler daha faziletlidir, diğer mescitlere göre fazilet farkı vardır. Çünkü Cuma namazı kılınan camiiler, bütün herkesi topladığı için iletişim, paylaşma, toplumun birbiriyle dertleriyle ilgilenmesi, dertlerin farkına varması… İslam’da Cuma camileri var. Ama günümüz şartlarında ve ulaşım şartları dolayısıyla hayatımızda her yerde Cuma namazını kılıyoruz. “Okumuyoruz!” -Okumuyoruz! Peygamber efendimizin hayatını, dönemini okumuyoruz. En büyük eksikliğimiz. Müslümanların genel hastalığı. Oysa bizim kitabımızın ilk emri “Oku”. Okumadığımız için bu günkü provokasyonlara geliyoruz.  Okusak fitne fesattan kurtulacağız. -Peygamber efendimizin döneminde camiler, ibadet yeri olarak, spor yeri olarak, bölgenin kültürüne göre eğlence yeri olarak kullanmış, hapishane, adliye, diplomatik kabullerde kullanılmış, misafirhane olarak, yemek ziyaret yeri olarak kullanılmış. Bugün camide birisi bir yemek yesin kıyameti koparıyoruz. -İlk üniversite camide olmuştur. Ama şimdi öyle bir zihniyet gelişti ki İslam’a uygun mu değil bu zihniyet. Çocuk camide koşsa kızıyor. Camii toplumun merkezi. Toplumun sosyalleşmeye ihtiyacı var, bunu camilerde giderebilmesi lazım. Camilerimizi tüm fonksiyonları ile birlikte kullanamıyoruz. Günümüzde birçok fonksiyon ayrı kurumsal kimliğe kavuştuğu için buna da ihtiyaç kalmamıştır. -Tek başına kılınan namazdan, cemaatle kılınan namaz 25-27 derece daha fazladır. Cemaat olmayı merkeze koymasak hayatımıza da, bu sosyal hayata da yansıyor. - Camide fiziksel olarak ihtiyacını gördüğün kişinin ihtiyacını gideriyorsun. Dolayısıyla toplumsal vefayı da merkeze, camiye almalısınız. “Camiye sağ ayakla girilir” -Her yere girişin bir kuralı var. Camilerde de peygamber efendimizin bize öğrettiği Adab-I Muaşeret var. Camiye sağ ayakla girilir, kendi duyacağın kadar selam verilir, çıkarken sol ayakla çıkılmalı, safları düzgün tutmak lazım. Şimdiki kuralımız, pandemi kurallarına uymak. Maske, mesafe, birde seccademizle gelmemiz lazım. Islak ayakla girmememiz lazım. “Maalesef toplumumuzda, kadının camiye gitmesi fitne algısı var” - Bir toplum kadın ve erkeklerden oluşuyor. Siz toplumun yarısını camiden kopardığınız zaman İslamiyet’teki manzarayı düşünün yarısı yok. Müslümanlık böyle değil. Peygamber efendimizin uyguladığında da böyle değil. O dönemde uygulanan sistemde perde bile yok. Kadında, erkekte aynı kapıdan giriyordu. Sadece sat düzeninde bir sistem konulmuş. Önde erkekler olacak, onun arkasında çocuklar, onun arkasında hanımlar.  Biz kadınları üst kata alıp birde perde koymuşuz. Caminin o manevi havasından kopartmışız. Maalesef toplumumuzda kadının camiye gitmesi fitne algısı var. Diyenler bilinçli veya bilinçsiz İslam düşmanıdır. İslam toplumlarını zayıflatmaktır. Kültürel yozlaşmanın hızlandırılmasıdır. Hangi hakla, hangi Şer-i hukuka göre kadını camiye sokmuyorsunuz. “Kadınlar Cuma namazına gelmeli, cenaze namazı kılmalı, kabristandaki dualara iştirak etmeli” Osmancık müftüsü olarak söylüyorum bir adamın kızı, hanımı, gelini, kız torunu beş vakit namazımı camide kılacağım der ve koca, baba, dede, o toplum onu engellerse bakara suresi 114. Ayetin hükmüne girer. Engel olan kim var Allah hükmünü verecektir. Kadınlar Cuma namazına gelmeli, cenaze namazı kılmalı, kabristandaki dualara iştirak etmeli. Dinler eğer asli kaynağından koparılırsa gelenek haline gelir, gelenekler din olmaya başlar. “Osmancık’ta ki bütün camileri yıkarım yeniden inşa için” Osmancığın en zengin adamı olsam, böyle bir gücüm ve yetkim olsa, Osmancık’ta ki bütün camileri yıkarım yeniden inşa için. Camide tuvalet yeri, giriş çıkışlar estetik değil. Caminin müştemilatı tam değil, gençlerin oturacağı, ihtiyarların vakit geçireceği bir yer yok. Camilerin bütün fonksiyonel fiziki yapılarını budamışız. Ondan sonra hayatın merkezine camileri koy, nasıl koyacağız. Ecdat, mektebinden, esnaf yerine, tuvalet müştemilatından, caminin içindeki müştemilat her türlü ihtiyacı karşılayacak şekilde camilerimizi yapmış. “Her yere cami yapılması doğru değil,” Her yere cami yapılması doğru değil, ihtiyaç varsa yapılmalı. Bunların hiçbir sevabı yok, öbür caminin ağlaması onlara ahirette azap olarak dönecek. Eski camiyi bahanelerle bırakıyorlar 50 metre öteye yeni cami yapıyorlar. Bu cami ağlıyor. Bu tür faaliyet yapan derneklere, kişilere kesinlikle destek olunmamalı. Eski camiler yetmiyor mu, yenile. Eski camilerde soğan kurutulduğunu gördüm, depo yapılmış, caminin altı ahıl yapılmış koyunlar çıkarken gördüm.  Oraya da yeni camii yapmış hayır sevaba girdik. Bu eski denilen cami ağlıyor. Yan yana yapılan camiler var. “Kurban Bayramı’nda kadınlara hayvan kestirmiyorlar” Kurban Bayramı’nda kadınlara hayvan kestirmiyorlar. Benim kurbanlarımı hanımım kesiyor. Müslüman aktif, tuttuğunu koparan bir kişi olmalı.
Editör: TE Bilisim