Şöyle çevremize baktığımız zaman toplumun ne kadar yozlaştığını, kültürel seviyesini nasıl kaybettiğini, kutuplaşmaları, yalan, dolan ve kabul etmemezlik ile nasıl inkâr ettiklerini görebiliriz.

Çorum’da çiftçilere tohum dağıtım töreni düzenlendi Çorum’da çiftçilere tohum dağıtım töreni düzenlendi
Çocukluğumda tanıdığım en değerli ve benim rol model aldığım iki kişiden bahsedeceğim. Bunlardan biri geçen hafta 91 yaşında vefat eden Dr. Mustafa Turgut Veldet Veldetoğlu’dur. Osmancık da, 1960’ların sonunda doktor olarak görev yapmış, o mahrumiyet günlerinde birçok kişiye sağlık dağıtmış bir kişiydi. Babamın yakın dostu, babama göre ise velinimeti idi. İkinci kişi ise merhum öğretmen Hasan Karaman’dır. Şimdi yıkılan kaymakamlığın karşı sokağında bahçeli bir evde otururdu. Bakımlı bahçesi, o günün şartlarına göre dizayn edilmiş tek katlı evi ve kurmalı telefonunun olması, beni hayran bırakırdı. Çok titiz bir insandı. Sofraya oturduğumuzda onun su bardağı ayrıydı ve kimse o bardaktan su içemezdi. Evde bile şık giyinir, öz Türkçe ve İstanbul şivesi ile konuşurdu. Bir şey söyleyeceği zaman ders verir gibi değil, öğretmen edası ile size nasihatler ederdi. Sizin ise o nasihatlere uymamanız mümkün değildi. Eskiden insanlar, içki içmeye gittiklerinde bile bir adap ve saygı vardı. Birbirlerine hitapları ve ağızları ile içmeleri çok önemliydi. Bazen ise ‘’Ustura Kemal’’ tipliler çıksa da, o da mahallenin çocuğuydu. Siyasi olarak fikir ayrılığına düşen ve Hisar Yazlık Sineması çıkışı birbirlerini öldüresiye dövseler de, onların penceresinden bakıldığında, haklı ve bir ideolojilerinin olduğu görülürdü. Sonra Hasan öğretmenlerimin evini yıktılar. Temel kazmaya gelen kepçe her toprağa kepçesini daldırdığında, insanlıktan da bir parça götürmeye başladı. Temel derinlere doğru indikçe, kültürel alt yapımızda o kadar dönülmez derinlere doğru kaçtı. Maslow, İhtiyaç Skalası oluştururken, ‘’Her insanda olmasa da, insanlarda Aidiyet Duygusu vardır.’’ Der. İnsanlar, bir dine, kulübe, partiye, sendikaya üye olarak, o toplulukta yerini almak isterler. Günümüzde de bu vardır. Fakat, o temel kazısı ile günümüz kültürü o kadar yok olmuştur ki, artık kör beyinler ile aidiyet duygusu oluşmuş, ideoloji kalmamış, yanlışa yanlış dememeye, itirazlarımızı ise boş bir gazyağı tenekesi içinden bağırmaya başlamış bulunmaktayız. İnsanlar tabi ki, bir konuda yorum yapabilir ve itiraz edebilirler. Ancak, bunun altı dolu, okumuş, bilgi sahibi ve karşı tarafı çürütecek boyutta olmalıdır. Elinde bir avuç kara ile ona buna sataşmak, yorumlar yapmak cahillerin işidir ve toplumumuz da bu cahiller, okumuş dahi olsa beyin körlüğü yaşamaktadırlar. Günümüz sosyal medyasında, çoğalan kin ve nefret söylemi, benim gibi birçok kişiyi korkutmaktadır. Aidiyet olarak kabul ettikleri, değerlere haklı da olsa yapılan yorumları, kesinlikle kabul etmemekte ve karşı tarafa alabildiğince küfürler etmektedirler. Doğru olduklarını bildikleri halde, sürekli bir kabul etmemezlik içerisinde bocalamaktadırlar. Kâğıdı kalemi eline alıp iki kelam yazma yeteneği olmayan zavallılar, klavye başında yaptıkları mesnetsiz yorumlardan zevk almaktadırlar. Değerli Hasan Karamanlar, bu ortamı, dünyanın ve ülkemizin kültürel yozlaşmalarını görseydiniz, tekrar tekrar kahrınızdan ölürdünüz. Ruhunuz Şad, mekânınız Cennet olsun.
Editör: TE Bilisim