Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Dilek Eker Büyükşireci, diz kireçlenmelerinin iyileştirilmesinde yeni geliştirilen girişimsel tedavi seçeneklerinin artık çok daha etkili olduğunu ve bu hastaların tedavilerinde yüz güldürücü sonuçlar alındığını söyledi.

Uzun süren yolculuklar bu hastalığı tetikliyor! Uzun süren yolculuklar bu hastalığı tetikliyor!

Diz kireçlenmelerinde doktorların elini güçlendiren yeni teknik ve cihazların da varlığından bahseden Medicana International Samsun Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Dilek Eker Büyükşireci, “Diz kireçlenmesi halk arasında diz eklemindeki kıkırdağın aşınması, diz kapağındaki ya da diz eklemindeki sıvının kaybı ya da kemiklerin birbirine sürtünmesi olarak biliniyor. Diz kireçlenmesi aslında yaşlanmanın doğal bir süreci olarak karşımıza çıkıyor ve eklemi oluşturan yapılardaki yıpranma süreci. Diz kireçlenme hastaları bize en sık diz ağrısı nedeniyle başvuruyorlar. Ancak bu hastalara diz ağrısının yanında hareket esnasında çatırtı çuturtu şeklinde dizlerinden ses gelme ya da çatırdama hissi eşlik edebiliyor. Yine bu hastalar uzun yürüyüşlerde, merdiven çıkmakta, çömelmekte zorluk yaşadıklarını söylüyorlar. Son zamanlarda bizim elimizi fizik tedavi hekimleri olarak güçlendiren muayenemizin bir parçası olan bir cihazımız var, ultrasonografi. Biz fizik muayenenin yanında ultrasonografi ile hastalarımızı değerlendirip gerçekten diz ağrısının nedeni bu kireçlenme mi yoksa eşlik eden başka bir patoloji mi var bunu tespit edebiliyoruz. Yine diz kireçlenmesi hastalarımızın tedavilerinde bu ultrasonografi cihazını kullanabiliyoruz. Çünkü son zamanlarda bu alanda geliştirilmiş olan birçok girişimsel tedavi yöntemi var. Yani tüm eklem problemlerinde olduğu gibi diz kireçlenmesinde de ultrasonografi ile hem tanımız güçleniyor hem de hedefe yönelik nokta atışı tedavi dediğimiz direkt anormalliği tedavi etmemizde ultrasonografi bizim için etkin rol oynuyor” dedi.

A W272760 03

Diz kireçlenmesi tedavinde yeni nesil girişimsel uygulamalar

Hastalığın iyileşmesinde birçok yeni nesil uygulamadan yararlanabildiklerini vurgulayan Doç. Dr. Dilek Eker Büyükşireci, “Geçmişten günümüze iyi bilinen diz içi hyaluronik asit tedavilerinin yanında artık hastaların kendi kanından elde edilen akıllı plazma uygulamalarını, yeni doğan bebeklerin göbek kordonundan laboratuvar ortamında elde edilen eksozom uygulamalarını ve karın yağından ya da kemik iliğinden elde edilen kök hücre uygulamalarını tedavi seçeneği olarak sunuyoruz. Tedavide ilk aşamada hastalarımıza ağrı kesici, ödem giderici ilaçlardan, yine diz sıvısını destekleyen, diz sıvısının artışını sağlayan takviye ürünlerden, dizliklerden, fizik tedavi uygulamalarından ve egzersizlerden yararlanıyoruz. Hastalarımıza muhakkak kilo vermeleri konusunda destek oluyoruz. Son zamanlarda diz kireçlenmesi tedavisinde kullanılan birçok yeni nesil yüz güldürücü tedavi seçeneği olsa da tüm hastalarımızın muhakkak kilo vermesi ve düzenli egzersiz yapması gereğinde fizik tedavi uygulamalarına başvurmasını istiyoruz” diye konuştu.

Son evreye ulaşmadan hastaların diz ağrısı hissettiği anda fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimlerine başvurmaları gerektiğinin altını çizen Büyükşireci, “Son zamanlarda en fazla gördüğümüz şey, hastamız maalesef evre-4 kireçlenme dediğimiz protez ameliyatı adayıyken bizlere başvuruyor. Ancak biz istiyoruz ki hastalarımız daha erken evrelerde bize tedavi için başvursunlar ki bu yeni tedavi seçeneklerinde sonuçlarımız daha yüz güldürücü olsun, başarı şansımız artsın. O nedenle diz ağrısı olan tüm hastalarımızın fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimlerine başvurarak muayene olmalarını öneririm” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha